Tendinit Tedavisi
Tendinit Nedir?
Tendinit, kasları kemiklere bağlayan tendon adı verilen bağ dokularının iltihaplanması ya da tahriş olması durumudur. Genellikle aşırı kullanım, tekrarlayıcı hareketler ya da doğrudan travmaya bağlı olarak gelişir. Tendonlar, kasların oluşturduğu kuvveti kemiğe aktararak hareketi sağlar; bu nedenle aşırı yüklenme durumunda kolayca zarar görebilir.
Tendinitin en sık görülen belirtileri arasında lokal ağrı, hareket sırasında hassasiyet, şişlik ve bazen ciltte ısı artışı yer alır. Etkilenen bölgeye göre kol, omuz, dirsek, diz ya da topukta bu şikayetler görülebilir. Erken dönemde tanı konulup tedaviye başlanmazsa durum kronikleşebilir ve yaşam kalitesini belirgin şekilde düşürebilir.
Tendinit Kimlerde Görülür? Risk Faktörleri
Tendinit, her yaş grubunda görülebilse de en sık olarak aktif yaşam süren yetişkinlerde ve ileri yaş bireylerde ortaya çıkar. Sporcular, ağır fiziksel iş yapanlar, masa başında uzun süre aynı pozisyonda çalışanlar ya da tekrarlayıcı hareketler yapan kişiler risk altındadır. Bilgisayar kullanımı, tenis, golf, koşu gibi aktiviteler tendona aşırı yük bindirerek hasarı kolaylaştırabilir.
Yaşlanma süreciyle birlikte tendonlar esneklik ve dayanıklılığını kaybeder; bu da iltihaplanmaya yatkınlığı artırır. Diyabet, romatizmal hastalıklar ve tiroit bozuklukları gibi sistemik rahatsızlıklar da tendinit gelişimini tetikleyebilir. Ayrıca kas dengesizlikleri ve uygun olmayan egzersiz teknikleri de önemli risk faktörlerindendir.
Tendinit Tanısı Nasıl Konulur?
Tendinit tanısı genellikle klinik değerlendirme ve fizik muayene ile konur. Hekim, hastanın şikayetlerini dinledikten sonra ağrının yerini, şiddetini ve tetikleyici hareketleri değerlendirir. Özellikle ilgili tendon boyunca hassasiyet, hareketle artan ağrı ve bazen gerginlik hissi tanıyı destekler.
Tanının kesinleştirilmesi ve olası yırtık ya da başka bir patolojinin dışlanması için görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Ultrasonografi, tendon dokusundaki ödemi ve kalınlaşmayı göstermek açısından değerlidir. Daha karmaşık ya da tedaviye dirençli olgularda manyetik rezonans görüntüleme (MR) kullanılabilir.
Tendinit Tedavisi Yöntemlerimiz
Tendinit tedavisinde temel hedef; ağrının giderilmesi, iltihabın azaltılması ve etkilenen tendonun eski işlevine döndürülmesidir. Kliniğimizde uygulanan tedavi yöntemleri hastalığın evresine, şikayet süresine ve hastanın yaşam biçimine göre kişiselleştirilir. Erken evrede ilaç tedavisi, aktivite düzenlemesi, soğuk uygulama ve istirahat öne çıkar.
Ağrıyı azaltmak ve iyileşmeyi desteklemek için fizik tedavi, manuel terapi, kuru iğneleme ve egzersiz programları kullanılabilir. Gerekli durumlarda enjeksiyon tedavileri, PRP (kök hücreden zengin plazma) veya proloterapi gibi rejeneratif yaklaşımlar da tercih edilir. Nadiren, uzun süredir devam eden ve diğer yöntemlere yanıt vermeyen olgularda cerrahi tedavi planlanabilir.
Konservatif (Ameliyatsız) Tendinit Tedavileri
Tendinit tedavisinde ilk basamak genellikle konservatif yani cerrahi dışı yöntemlerdir. Bu yaklaşımlar, iltihap sürecini durdurmak, ağrıyı azaltmak ve tendonun tekrar sağlıklı şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Erken dönemde uygulanan istirahat, buz kompresi, yüklenmenin azaltılması ve ilaç tedavisi semptomların kontrolünde oldukça etkilidir.
Ağrının azalmasının ardından, fizik tedavi uygulamaları devreye girer. Bu süreçte özel egzersizler, kas-tendon dengesini yeniden kurmak ve tekrar riskini önlemek için planlanır. Ayrıca bazı hastalarda ultrasonik terapi, manuel terapi, kuru iğneleme, egzersiz bantlarıyla kuvvetlendirme ve rejeneratif enjeksiyonlar (PRP, proloterapi) da kullanılabilir. Konservatif tedavilerin başarısı, erken teşhis ve hastanın uyumuyla doğrudan ilişkilidir.
Cerrahi Tendinit Tedavisi (Gerektiğinde)
Tendinit vakalarının büyük çoğunluğu ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilirken, nadiren cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle tendon yapısında yırtık, kireçlenme, ileri derecede dejenerasyon veya uzun süredir devam eden ve tedaviye yanıt vermeyen şikâyetlerde cerrahi seçenek değerlendirilir. Cerrahi işlem, hasarlı tendon dokusunun temizlenmesi (debridman), onarımı veya gerektiğinde tendon transferi şeklinde uygulanabilir.
Cerrahi tedavi genellikle kapalı (artroskopik) tekniklerle yapılır, bu da iyileşme süresini kısaltır ve iz kalma riskini azaltır. Ameliyat sonrası fizik tedavi süreci titizlikle yürütülmeli, hastaya özel egzersiz programları ile tendonun yeniden yük taşıma kapasitesi sağlıklı şekilde kazandırılmalıdır. Cerrahi sonrası başarı oranı yüksektir, ancak rehabilitasyon süreci tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Tedavi Süreci Nasıl İşler?
Tendinit tedavi süreci, bireyin şikâyet süresi, ağrı düzeyi, günlük aktivite yoğunluğu ve genel sağlık durumu göz önüne alınarak planlanır. Tanı konulduktan sonra öncelikli olarak ağrı kontrolü ve inflamasyonun azaltılması hedeflenir. Bu aşamada ilaç tedavisi, soğuk uygulama ve istirahat ile birlikte gerekirse aktivite düzenlemesi yapılır.
İkinci aşama, tendonun yeniden işlevsel hale getirilmesini amaçlayan fizik tedavi programıdır. Bu süreçte germe ve kuvvetlendirme egzersizleri, doku onarımını destekleyen manuel teknikler ve gerekirse enjeksiyon tedavileri uygulanır. Süreç boyunca hastaya postür, ısınma teknikleri ve tendon sağlığını koruyucu yaşam alışkanlıkları öğretilir. Tedavi süreci genellikle 3–6 hafta arası sürse de, kronikleşmiş vakalarda bu süre daha uzun olabilir.
Tendinit Tedavisi Sonrası İyileşme ve Korunma
Tendinit tedavisinden sonra tam iyileşme süresi, hastalığın ciddiyetine ve uygulanan tedaviye göre değişiklik gösterebilir. Hafif olgularda birkaç hafta içinde şikâyetler büyük ölçüde azalırken, daha ileri düzeydeki tendinitlerde iyileşme süreci aylar sürebilir. Tedavi sonrası düzenli egzersiz, kontrollü aktiviteye dönüş ve doktor takibi iyileşmeyi destekleyen temel unsurlardır.
Korunma sürecinde tendonlara binen aşırı yükten kaçınılmalı, ergonomik kurallara dikkat edilmeli ve tekrarlayıcı zorlayıcı hareketler sırasında uygun teknikler kullanılmalıdır. Spor yaparken ısınma ve soğuma egzersizlerine özen gösterilmeli, kas dengesi gözetilerek antrenman yapılmalıdır. Ayrıca yeterli sıvı alımı ve dengeli beslenme, tendonların yapısal sağlığı açısından önemlidir.